TCK 247 Zimmet
TCK 247/1, 247/2, 247/3 Zimmet Suçu Kanun Düzenlemesi
Okumakta olduğunuz bu makalemizde Türk Ceza Kanunu (5237 Sayılı) muhteviyatında yer alan TCK 247 Zimmet suçuna ilişkin yasal düzenlemesini ve TCK 247 kapsamındaki yargı içtihatlarını paylaştık. Madde TCK’nın MİLLETE VE DEVLETE KARŞI SUÇLAR VE SON HÜKÜMLER başlıklı DÖRDÜNCÜ KISIM’ın KAMU İDARESİNİN GÜVENİLİRLİĞİNE VE İŞLEYİŞİNE KARŞI SUÇLAR başlıklı BİRİNCİ BÖLÜM’ünde yer almaktadır. Madde metni toplamda 3 FIKRADAN oluşmaktadır. (247/1, 247/2, 247/3)
TCK 247 madde metni Türk Ceza Kanununun kabul edildiği 26.09.2004 tarihinden bugüne kadar herhangi bir değişikliğe uğramamıştır. TCK 247 maddesine ilişkin en güncel Yargıtay ve İstinaf kararlarına web sitemiz üzerinden Makalelerimiz başlığından ulaşabilirsiniz. Ayrıca kamu güvenliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar bakımından internet sitemizdeki diğer makaleleri inceleyebilir, görüşlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununa İlişkin Bilgiler;
Kanun Numarası: 5237
Kabul Tarihi: 26.9.2004
Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 12.10.2004 Sayı: 25611
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 43
TCK 247 Yargıtay Kararı
5237 sayılı TCK’nın 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için “kamu görevlisinin veya özel mevzuatları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen kişilerin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının yararına zimmetine geçirmesinin” gerektiği, öte yandan eylemin kullanma zimmeti olarak kabul edilebilmesi için, failin görevi gereği yasal olarak kendisine tevdii edilen parayı belli bir süre kullanıp hakkında herhangi bir uyarı, ihbar, şikayet, denetim veya soruşturma olmaksızın kendiliğinden yatırması gerektiği,
denetim ve şikayet sonrası ortaya çıkan bu fiillerin dairemizin yerleşik uygulamalarına göre mal edinme kastına bağlı olarak bir bütün halinde temellük zimmeti vasfında olarak kabul edildiği, dava konusu somut olayda ise, sanık …’ın, suç tarihlerinde … Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı Muhasebe Şube Müdürlüğüne ait … tahsilat şubesinde veznedar olarak görev yaptığı, 23/08/2010-10/06/2011 tarihleri arasında da fiilen su parası tahsilatı yapmak üzere veznede görevli olduğu,
TCK’nın 6/1-c maddesi gereğince kamu görevlisi olduğu ve görevi gereği gün içerisinde abonelerden tahsil ettiği su paralarını aynı gün mesai saati bitiminde anlaşmalı banka memurlarına dekont ve imza karşılığı teslim etmekle yükümlü bulunduğu, gün sonunda üzerinde bulundurabileceği para miktarının bozuk para ihtiyacı için bırakılan 200 TL olduğu, 13/05/2011 tarihinde tahsilat toplamı olan 12.793,35 TL’nin 2.263,35 TL’sini eksik yatırdığı, eksik yatırdığı miktarı ise hakkında abonelerin şikayeti üzerine inceleme başlatıldıktan sonra 26/05/2011 tarihinde merkez kasaya yatırdığı, … abonesi olan mağdurlardan …’tan (abone …) 29/04/2011 günü tahsil ettiği 1.370,00 TL ile …’tan (abone …) 06/05/2011’de tahsil ettiği 261,22 TL’den bir kısmını … hesabına yatırdığı,
ancak kalan kısmını ise tahsilat makbuzlarını iptal etmek suretiyle mal edindiği, olayın adı geçenlerin bir sonraki faturada daha evvel ödemiş oldukları geçmiş su borçlarının bir kısmının tekrar kendilerine fatura edildiğini görüp ilgili kuruma gelerek şikayette bulunmaları üzerine yapılan inceleme neticesinde ortaya çıkarıldığı, mağdurların zararının sanık tarafından 21/06/2011 tarihinde tamamen karşılandığı, katılan … tarafından sanık hakkındaki idari soruşturmanın 25/05/2011 tarihinde başlatıldığı, 06/06/2011 tarihinde de
… C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, tahsilat denetiminin katılan idarenin 21/11/2012 günlü cevabi yazısına göre her gün mesai saati içinde ve sonunda kullanılan tahsilat programı üzerinden tahsilat rakamları alınarak veznedarların günlük tahsilat rakamlarıyla karşılaştırılmak suretiyle yapıldığının bildirilmesi karşısında, eylemlerinin basit bir denetimle ortaya çıkartılabileceği, bu suretle zincirleme biçimde basit zimmet suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığı halde, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi Esas: 2014/ 11541 Karar: 2018 / 7128 Karar Tarihi: 10.10.2018
Son güncelleme: 20.06.2021