Sulh Ne Demek?
Sulh Hukuk Mahkemesi
Sulh hukuk mahkemesinin görevleri şunlardır:
- İcra ve İflas Kanundaki ilamsız icrayla tahliyeye ait durumlar hariç olmak üzere, kiralanan taşınmazlardan doğan tüm uyuşmazlıklara bakmak, (kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahildir)
- Taşınır mal üzerindeki ortaklığın giderilmesi, mal paylaşımı, hakkın paylaştırılması davalarına bakmak,
- Taşınmaz mal üzerindeki ortaklığın giderilmesi, mal ve hakkın paylaştırılması davalarına bakmak,
- Taşınır mallarda sadece zilyetliğin korunması davalarına bakmak,
- Taşınmaz mallarda zilyetliğin korunması talepleri hakkında karar vermek,
- İşbu ve diğer kanunlar tarafından verilen görevleri yapmak.
Bakmakla Görevli Olduğu Davalar
Sulh hukuk mahkemesinde açılması gereken davalardan bazıları şunlardır:
- Kiralananın tahliyesi davası,
- Kira sözleşmesinin iptali davası,
- Kira bedelinin uyarlanması için açılan dava,
- Kiralanandan kaynaklanan tespit davası,
- Ortaklığın sona erdirilmesi davası,
- Zilyetliğin korunması davası,
- Kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar.
Sulh hukuk mahkemelerinde çekişmesiz yargı işleri de görülmektedir. Bu durum 6100 Sayılı Hukuk Mahkemesinin 383. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Diğer kanunlarda aksine bir düzenleme olmadığı sürece çekişmesiz yargı işlerine sulh hukuk mahkemesince bakılır.
İlgili mahkemece bakılacak olan çekişmesiz yargı işlerinden bazıları şunlardır:
- Miras ortaklığına temsilci atanması,
- Mirasçılık belgesinin iptali talebi,
- Mirasın reddi,
- Mirasın (terekenin) borca batık olduğunun tespitini sağlamak,
- Kayyımlığa ilişkin davalar, kayyım atanması,
- Çocuğa ait malların korunması,
- Çocuğa vasi atanması,
- Vasinin görevden çekilme talebi,
- Arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhini vermek.
Sulh Hukuk Mahkemesi Kararlarına Karşı Kanun Yolları
Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı kanun yollarına başvurulabilir. Bu kanun yollarından biri de istinaftır. Yerel mahkemece verilen kararın tebliğ edilmesinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf talebi, ilgili bölge adliye mahkemesi tarafından incelenir. Mahkemeye konu davanın kanunda belirtilen parasal sınırlar altında kalması halinde istinaf yoluna başvurulamaz.
Yerel mahkemece verilen kararın istinaf edilebilmesi için gereken şartlar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre;
- Ara kararlar değil, nihai kararlar
- İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karar,
- İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar,
- Miktar veya değeri sekiz bin Türk lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına karşı istinaf yoluna gidilemez. Manevi tazminat davalarında ise bu parasal sınırlara bakılmadan istinaf yoluna başvurulabilecektir.
- Alacak davalarında alacağın kısmen dava edilmesi halinde alacağın tamamı sekiz bin Türk Liralık sınırı geçmelidir.
- Alacağın tamamının dava edilmesine karşılık ilk derece mahkemesince reddedilen miktar sekiz bin Türk Lirasını geçmelidir.
Kat mülkiyetinden kaynaklanan ve taşınmazın aynından doğan davalar hariç olmak üzere, sulh hukuk mahkemesince verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.
Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı temyiz yoluna başvurabilmek de mümkündür. Temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi için aşılması gereken parasal sınır ise 107.90,00 TL’ dir. Bu sınırın altında kalan miktarlar için temyiz yoluna başvurabilmek mümkün değildir. Temyiz süresi kararın tebliği tarihinden itibaren 2 (iki) haftadır.
Temyiz edilemeyen kararlar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362. maddesinde düzenlenmiştir.
Temyiz edilemeyen kararlar şunlardır:
- Dava değeri 107.90,00 TL’ yi geçmeyen davalar hakkında verilen kararlar,
- Kira ilişkisinden doğan parasal sınırı aşmayan, kanun tarafından sulh hukuk mahkemesinin görevlendirildiği davalara ilişkin kararlar,
- İlk derece mahkemelerinin göreve yetkisine ilişkin verilen kararlar ve yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar,
- Hasımsız. çekişmesiz yargı işlerine giren kararlar,
- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi hususunda verilen kararlar (soy bağında değişiklik yaratan kararlar hariç)
- Geçici hukuki korumalara ilişkin kararlar.
Sulh Sözleşmesi
Sulh sözleşmesi tarafların üzerinde serbestçe hareket edebileceği hakların söz konusu olduğu durumlarda yapılabilir. Sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı olması şarttır. Sözleşme her iki tarafa borç yükleyen bir niteliktedir. Tarafların serbest iradeleri ile yapılmalı sözleşmeyle yüklenen yükümlülükler taraflarca yerine getirilmelidir. Mahkeme içi ve mahkeme dışı yapılan işbu sözleşmenin şarta bağlanabilmesi de mümkündür.
Sulh Ceza Hakimliği
Sulh ceza hakimliği kendisine kanunlarca verilen görevleri yapan mahkeme niteliğine haiz olmayan yargı mercilerinden biridir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununca verilen görevler şunlardır:
- Yakalama kararlarına karşı itiraz,
- Gözaltı kararlarına itiraz,
- Kişinin gözlem altına alınmasına karar vermek,
- Vücuttan örnek alınmasına karar vermek,
- Kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılmasına karar vermek,
- Kişi hakkında adli kontrol kararı vermek,
- Adli arama yapılmasına karar vermek,
- Mallar üzerinde el koyma kararı vermek,
- Tutuklama kararı vermek,
- Tutuklamaya yapılan itirazları incelemek,
- Önleme araması kararı vermek.
Yine idari para cezalarına karşı açılan itiraz davalarında da görevlidir. Trafik cezası, idari para cezalarına örnektir. Trafik cezalarına tutanağın kişiye tebliğ edilmesinden itibaren 15 (on beş) gün içerisinde itiraz edilebilir. İtirazın incelenmesi neticesinde mahkeme itirazı kabul ederek idari para cezasına ilişkin tutanağı iptal edebilir veya itiraz edenin itirazı reddedilir ve ceza kesinleşir. Cezanın kesinleşmesiyle kişi bu miktarı ödemek zorundadır.
İlgili hakimliklerin yapmış olduğu soruşturma işlerine karşı yedi gün içerisinde aynı mercie itirazda bulunulabilir.
İşbu hakimliklerin soruşturma işlemlerine dair kararlarına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.
Sulh ceza hakimliği Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararları da itiraz halinde incelemekle görevlidir. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içerisinde sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. İtirazda bulunan mağdur, itiraz dilekçesinde dava açılmasını gerektiren olayları, delilleri, kanıt ve emareleri belirtmelidir. Hakimlik yapılan itirazı yerinde görür ise bu aşamadan sonra Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye göndermelidir. Hakimlik itirazı yerinde görmezse talebi reddeder.
Cumhuriyet savcısı kanunda belirtilen şartların varlığı halinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine de karar verebilir. Bu durumda karar kendisine tebliğ edilen kişi 15 (on beş) gün içerisinde yetkili hakimliğe itirazda bulunabilir.
Sonuç
Sulh en az iki tarafın bulunduğu uyuşmazlıkların, ihtilafların; karşılıklı fedakarlık gösterilerek dava yoluna başvurmaksızın yazılı bir sözleşme ile çözülmesidir. Sulh sözleşmesinin yazılı olması sıhhat şartı olup şifahen yapılması mümkün değildir. Taraflar aralarındaki husumeti çözmek amacıyla dava yoluna başvurmuş olsalar dahi, davanın görüldüğü mahkemede sulh olabileceklerini beyan edip süre talep edebilirler. Sulhun gerçekleşmesi halinde dava konusuz kalacağından mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilecek yargılama giderleri dava açılmasına sebebiyet verilen kusur oranında taraflara yüklenecektir.