Alacak Davası

Alacak davası kişinin karşı taraftan olan alacağını tahsil edememesi sebebiyle alacağını mahkemeler aracılığıyla tahsil yoluna gitmesinin bir sonucudur. Alacak davasında en az bir alacaklı taraf bir de borçlu bulunmalıdır. Bir alacak hakkının bulunması alacak davası bakımından aranan hukuki yarardır. Alacak hakkı kanundan kaynaklanabileceği gibi sözleşme, sebepsiz zenginleşme, vekaletsiz iş görme ve haksız fiilden de doğabilmektedir.

Türk Dil Kurumuna göre alacak; “Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı” anlamlarına gelmektedir. Alacak davası konusu olan alacak hakkı bağımsız ve nispi haklardandır.

Nispi Hak Nedir?

Nispi hak, hak sahibi tarafından sadece belirli kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Mutlak haklardan farklı olarak herkese karşı ileri sürülememektedir. Hak sahibi, sahip olduğu nispi hakkı aralarında bir hukuki ilişki bulunan kişi veya kişilere karşı iddia ve talep edebilir. Nispi haklar kazanıldıktan sonra belirli bir süre içerisinde kullanılmalıdır. Nispi haklarda hak düşürücü süre olmamakla birlikte zamanaşımına tabidirler. Zamanaşımına uğrayan haklar mahkeme önünde ileri sürülebilse dahi davalı taraf zamanaşımı defini ileri sürerek bu davayı bertaraf edebilecektir.

Nispi haklar kanunda sınırlı olarak sayılmamıştır. Bu sebeple taraflar aralarında yapmış olduğu hukuki işlemler ile nispi haklar doğurabilecektir. Alacak hakkı nispi haklardan en çok bilinen olanıdır.

Kaynağına Göre Alacak Davası

Alacak davaları sözleşme, sebepsiz zenginleşme, haksız fiil veya vekaletsiz iş görmeden doğabilmektedir. Bu durumları kısaca özetlemek faydalı olacaktır.

Sözleşmeden Kaynaklanan Alacak Davaları

Tek tarafa veya iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimini ifa etmeyen taraf borçlu sıfatına bürünecek olup diğer taraf ise alacaklı adını alacaktır. Alacaklı taraf sözleşmeden kaynaklı edimin yerine getirmiş olması şartı ile karşı taraftan alacağını her halde talep edebilecektir. Talebe borçlunun olumsuz yanıt vermesi halinde alacaklı mahkemeye başvurarak bu alacağın kendine verilmesi için dava açacaktır.

Örneğin; beyaz eşya satan bir tacir çamaşır makinesini sözleşmeye uygun bir şekilde kişiye teslim etmiş olsun. Çamaşır makinesini alan kişi bu makinenin ücretini tacire ödememiş ise sözleşmeden kaynaklı bir alacak hakkı doğacaktır tacir adına. Yine tek tarafa borç yükleyen bağışlamada bağışlayan borç altına girmektedir. Edimini ifa etmemesi halinde karşı taraf alacaklı sıfatına haiz olacak ve mahkemeden bağışlananın kendisine verilmesini talep etme hakkına sahip olacaktır.

Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak Davası

Sebepsiz zenginleşme 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 77. -82. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme kişi, herhangi haklı bir sebep olmamasına karşın bir başka kişinin malı veya emeği sayesinde zenginleşmiş ise zenginleştiği miktarı iade ile yükümlüdür. Örneğin; parayı kendi hesabına yatırmak isteyen kişi yanlışlıkla bir başkasının hesabına yatırır ise yanlışlık sonucu para hesabına yatan kişi sebepsiz zenginleşmiş olacaktır. Paranın asıl sahibi yanlış yatan paranın iadesini alacak davası açarak alabilecektir.

Haksız Fiilden Kaynaklanan Alacak Davası

Haksız fiil, kişinin hukuka aykırı bir şekilde kusuruyla bir başkasına zarar vermesi, maddi veya manevi bir kayıp oluşturması anlamına gelmektedir. Haksız fiil ile kişiye maddi yönden zarar veren kişi bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Haksız fiil neticesinde mağdur alan taraf alacaklı sıfatıyla zararlarının karşılanmasını alacak davası açarak talep edebilecektir.

Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan Alacak Davası

Vekaletsiz iş görme 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 526.- 531. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Vekaleti olmamasına karşın bir başkasının yararına, menfaatine ve iradesinde uygun olarak işi görmesi halinde iş sahibinden yapmış olduğu faydalı ve zorunlu olan masraflarını alacak davası ile talep edebilecektir. İş gören lehine bir alacak hakkı doğacaktır. Örneğin; kiracının iş sahibi lehine ve iradesine uygun bir şekilde taşınmazda tadilat yapması.

Alacak Davası Dilekçe Örneği

Alacak davası yazılı bir dilekçeyle mahkemeye başvurularak açılmaktadır. Alacak davalarında görevli ve yetkili mahkeme alacağın kaynağına göre değişebilmektedir. Örneğin; taşınmazdan kaynaklı kira alacaklarında görevli ve yetkili mahkeme davalının ikametgahı veya sözleşmenin yapıldığı yer Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Alacak davası dilekçesi içeriğinde bulunması gereken unsurlar şunlardır:

  • Başvurulan mahkemenin adı
  • Alacaklı davacının ve borçlu davalının adları, soyadları ve adresleri
  • Alacaklının Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası
  • Alacaklının ve/ veya borçlunun kanuni temsilcileri, vekilleri olması halinde bunların adları, soyadları ve adresleri
  • Alacağın konusu, alacak miktarı
  • Alacağın doğmasına sebebiyet veren bütün olayların açık özetleri
  • İddia edilen alacağın ispatını sağlayan tüm deliller
  • Alacağın doğumunu sağlayan hukuki sebepler
  • Açık bir şekilde alacağın talep edilmesi
  • Alacaklının, vekilinin veya kanuni temsilcinin imzası

Belirsiz Alacak Davası

Belirsiz Alacak Davası

Belirsiz alacak davası 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Davanın açıldığı anda mevcut olan alacağın miktarı tam olarak bilinmiyorsa, bu miktarın hak sahibi tarafından belirlenmesinin beklenemeyeceği aşikar veyahut miktarın belirlenebilmesi imkansız ise;

Fazlaya dair haklar saklı tutulmak kaydıyla;

  • Alacağın sadece bir kısmı belirlenebiliyor ise bu miktar
  • Belirlenmesi imkansız ise asgari bir miktar belirtilmek suretiyle,

belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkündür.

Mahkeme süreci içerisinde karşı tarafın verdiği bilgiler veya tahkikat aşamasında yargılamanın ilerlemesini sağlayan bilirkişi raporu, tanık beyanları gibi işlemler ile alacağın miktarının tam olarak belirlenebilmesi halinde hakim tarafından davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Bu süre içerisinde davacı iddianın genişletilme yasağına tabi olmadan talebini belirleyebilecektir. Hakim tarafından verilen kesin süre içerisinde talebin belirlenen alacak miktarı doğrultusunda artırılmaması halinde dava, dava dilekçesindeki miktar üzerinden karara bağlanacaktır.

Belirsiz Alacak Davası İle Varılmak İstenen Amaç Nedir?

Kişinin alacak miktarını tam olarak bilmediği, belirleyemediği hallerde kendisinden bu talebin tam ve kesin olarak belirtilmek istenmesinin hak arama hürriyetine aykırılık teşkil etmesi, usul ekonomisine aykırı olması ve hak kayıplarına sebebiyet vermesi ihtimallerine karşılık belirsiz alacak davası kanunlarımızda yerini almıştır.

Belirsiz alacak davası faydaları şunlardır:

  • Alacak miktarını belirleyemeyen davacı, alacak miktarından daha fazlasını talep ederse yargılama sonucunda yargılama giderlerinin büyük bir kısmına mahkum edilebilir. Lakin bu dava ile davacı belirleyebildiği miktar veya hiç belirleyememesi halinde asgari bir talep ile dava açabileceğinden fahiş yargılama giderlerini ödemekten kurtulabilecektir.
  • Belirsiz alacak davalarının açılmasıyla birlikte zamanaşımı sadece talep edilen miktar yönünden değil, belirlenemeyen geriye kalan tüm alacak için de kesileceğinden alacağın zamanaşımına uğraması engellenecektir.
  • Alacak davalarında talep konusu miktara bağlı olarak harç yatırılması gerekir. Bu harç talep konusu miktar ile doğru orantılı bir şekilde artmaktadır. Alacağını tam olarak belirleyemeyen davacı gereğinden fazla harç ve gider avansı yatırabilmektedir. Belirsiz alacak davası bu hususun önüne geçmektedir. Bu davayla birlikte davacı asgari tutar üzerinden harç yatırabilecektir. Mahkeme tarafından alacak miktarının kesin olarak tespit edilmesi ve davacı tarafından talebin artırılması halinde eksik kalan harç yatırılmalıdır.
  • Talep, davalının muvafakati olmadan iddiayı genişletme yasağına takılmadan davacı tarafından artırılabilecektir.
  • Belirsiz alacak davaları olmasaydı, davacı belirleyemediği, emin olamadığı alacak miktarını talep ederken yargılama giderlerine mahkum olmamak, gereğinden fazla harç ödememek için düşük miktar belirleyebilirdi. Bu durumda hak kayıplarına sebebiyet verecekti.

Belirsiz alacak davalarıyla amaç tüm bu olumsuz durumları bertaraf etmektir.

Belirsiz Alacak Davası Islah

Belirsiz alacak davası dava dilekçesindeki talebin kesin olarak belirtilmesi gerekliğine istisna teşkil eder. Belirsiz alacak davası kısmen eda kısmen tespit davası özelliklerini taşımaktadır. Eda davalarında alacaklı borçludan kendisine maddi bir şey verilmesini talep eder. Bu şey dava konusuna göre bir taşınır, bir miktar para vb. olabilmektedir. Tespit davalarında ise belirli bir hukuki olay veya durumun mahkemece tespiti istenir.

Belirsiz alacak davalarında talep konusu tam olarak belirlenememekle birlikte talep konusu bir miktar parayı içerir. Belirsiz olan miktarın belirlenmesiyle davacı, iki haftalık süre içerisinde talep artırım (ıslah) yoluyla belirlenen miktarı talep edebilecektir. Bu miktarın kesinleşmesi ve talebiyle birlikte belirsiz alacak davaları, eda davalarının taşıdığı tüm özelliklere haiz olacaktır.

Belirsiz Alacak Davası Zamanaşımı

Belirsiz alacak davası kapsamında zamanaşımı kavramı büyük önem arz etmektedir. Dava açılmasıyla birlikte zamanaşımı kesilmektedir. Belirsiz alacak davası açılırken belirlenebilir olan veya asgari bir miktar talep edilmesine rağmen belirlenemeyen ve daha sonra belirlenecek olan alacak kısmı için de zamanaşımı kesilecektir. Böylelikle davalının zamanaşımı definde bulunmasının önüne geçilebilecektir. Zamanaşımının tüm alacak için kesilmesiyle birlikte davacının alacak hakkı korunmuş olacaktır.

Alacak Davası

Sonuç

Alacak davası bağımsız ve nispi haklardan biridir. Bu davada husumet sadece borçlu olana karşı yöneltilebilmektedir.  Alacağın hukuki işlem veya olaya taraf olmayan üçüncü kişiden talep edilmesi mümkün değildir. Alacak davasının konusunu haksız fiiller, sözleşme, vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme oluşturmaktadır. Görevli ve yetkili mahkeme alacağın kaynağına göre değişiklik gösterecektir.

Belirsiz alacak davası ise alacağın davacı tarafından tam ve kesin olarak belirlenemediği hallerde söz konusu olmaktadır. Belirsiz alacak davası dilekçesinde ilk etapta davacı tarafından belirlenebilen kısım veya hiç belirlenememesi halinde ise asgari tutar talep edilecektir. Yargılama aşamasında alacak miktarı kesin olarak tespit edilince hakim tarafından davacıya iki haftalık süre verilir. Davacı süre içerisinde talebini iddianın genişletilme yasağına takılmaksızın artırabilecektir.

Hukuki Yardıma mı İhtiyacınız Var?

Hukuk Büromuzda Görüşme Talepleriniz İçin: *0-542-782-9878*

* Telefonda ve Whatsapp!'tan danışmanlık hizmetimiz YOKTUR.
info@leventsamgar.com
·  Pazartesi – Cuma 09:00-18:00
 
Kocatepe Mahallesi Şehit Muhtar Bey Caddesi Tan Apt. No:13 D:12 Beyoğlu/ İSTANBUL

Related Posts

1 Response
  1. Akın

    Belirsiz alacak davasında ıslah başlığı altında “…talep artırım (ıslah) yoluyla belirlenen miktarı talep edebilecektir.” yazılmıştır. Fakat talep artırım ile ıslah farklı iki hukuki müessesidir. Talep artırım belirsiz alacak davasında olurken ıslah ise kısmı davada olur. Yine bu iki işlem arasında bir diğer fark ise ıslah tahkikat aşamasının sonuna kadar yapılabiliyorken talep artırım tahkikat aşaması sona erdikten sonra da yapılabilir.

Leave a Reply

Büro ADRESİMİZDE görüşme talebiniz için;

Aşağıdaki iletişim araçlarını kullanabilirsiniz.

İletişim Sayfamıza Gitmek İçin Tıklayın

*Telefonda soru CEVAPLAMIYORUZ.

*Telefonda ve Whatsapp!’tan danışmanlık hizmetimiz YOKTUR.

info@leventsamgar.com Pazartesi – Cuma 09:00-18:00