İftira Suçu
İftira Suçu Nedir?
İftira suçu yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesini ifade eder. Bu suçun meydana gelmesi için kişiye somut ve belirli bir fiil isnadında bulunulması gerekmektedir. Belirsiz bir fiilin hukuka aykırılığından söz edilemeyeceğinden bu suça konu olması da mümkün değildir.
İftira suçunun yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın yayın yoluyla gerçekleşmesi gerekmektedir. İhbar veya şikayete konu olan suç nedeniyle soruşturma başlatılmış olup izin, talep, karar gibi muhakeme şartlarının gerçekleşmemesi sebebiyle kovuşturulamaması iftira suçunun oluşmasını önlemeyecektir.
TCK m. 267 uyarınca isnat edilen eylem iki türde olabilir;
- Soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını gerektiren eylemler (Suçlar)
- İdari bir yaptırım uygulanmasını gerektiren eylemler (Kabahatler ve disiplin eylemleri)
Suç isnadı bakımından soruşturma ve kovuşturmanın başlatılması amacı ile hareket edilmesi yeterli iken, idari yaptırım gerektiren fiillerin isnadı bakımından ise mağdur hakkında soruşturmanın başlatılması amacının bulunması yeterli olmayıp aynı zamanda idari yaptırımın uygulanmasını sağlama amacı bulunmalıdır.
Suçlar bakımından isnadın öncelikle Cumhuriyet başsavcılıkları ve kolluk makamlarına yapılması, bunların dışında mahkemeler, valilik veya kaymakamlığa, yurt dışında ise elçilik ve konsolosluklara yapılması gerekmektedir.
İftira suçunda isnat edilen suç re’sen soruşturma ve kovuşturmaya tabi olabileceği gibi, şikayete bağlı da olabilir. Ancak şikayete tabi bir suçun şikayet hakkı olmayan biri tarafından ihbar edilmesi durumunda soruşturma başlatılamayacağından genellikle bu suçun oluşmayacağı kabul edilir.
Bir kimsenin işlemediği halde bir suçu işlediği yönünde ihbarda bulunması durumunda iftira suçu değil TCK m.270’de düzenlenmiş olan suçu üstlenme suçu oluşmuş olur.
İftira suçunda dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin tespit edildiği tarihte başlar. Bu tarih; mağdur hakkında açılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse bu kararın kesinleştiği tarih, açılan dava beraat kararı ile sonuçlanmışsa bu kararın kesinleştiği tarih olarak kabul edilir. Zamanaşımı süresi TCK M.66’da düzenlenen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresidir. Görevli mahkeme suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir.
Fiilin Maddi Eser Ve Delillerini Uydurma (Maddi İftira) Suçu
TCK m.267/2’de düzenlenen bu suç; fail tarafından yetkili merciin bilgisine ulaşacak biçimde bir kişinin suç işlediğine ilişkin olarak delil uydurulmasıdır. Failin, mağdurun aracına suç aletini koyarak suç duyurusunda bulunması durumu buna örnektir. Bu suç, TCK m.267/1’de düzenlenen bütün unsurları taşımakla beraber ayrıca fiilin maddi eser ve delillerini uydurmak suretiyle oluşmaktadır.
İftira Suçu TCK
İftira suçu Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenmiştir. TCK 267 madde metnini ve kanuni düzenlemeleri görüntülemek için TCK 267 başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
TCK 267 madde metninde suçun unsurları, iftira suçu cezası, artırım ve indirim sebepleri ile zamanaşımına ilişkin hükümler yer almaktadır.
İftira Suçu Tazminat Davası
İftira suçu mağduru iftira nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararlar için hukuk davası açabilir.
Mağdur kendisine isnat edilen hukuka aykırı iftira suçu sebebiyle ekonomik veya psikolojik zarara uğramış olabilir. Örneğin; işlediği iddia edilen suçtan dolayı hakkında tutuklama kararı verilen kişi, bu tutuklama süresince işiyle ilgilenememesi sebebiyle uğradığı ekonomik kaybı bu suçun failinden talep edebilecektir. Bu halde mağdurun zararını aşacak miktarda tazminata hükmedilemez.
İftira suçu sebebiyle manevi tazminat, kendisine isnat edilen hukuka aykırı fiil nedeniyle mağdurun psikolojik açıdan yıpranması, sosyal ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi karşılığında istediği zarardır. Mağdur, suç sebebiyle uğradığı haksızlık neticesinde derin bir üzüntü ve elem duyma, saygınlığını kaybetme, stres ve psikolojik sorunlar yaşama, dışlanma ve ötekileştirme gibi durumlarla karşı karşıya kalmasına dayanarak manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.
Örneğin; kendisine iftira suçu ile isnat edilen hukuka aykırı fiil nedeniyle tutuklanan kişi, çevresi tarafından dışlanması ve itibarının sarsılması dolayısıyla derin bir üzüntü duymuşsa manevi tazminat talebinde bulunabilir. Manevi tazminat davasında hakim tazminat miktarını belirlemede takdir yetkisine sahiptir. Hakim mağdurun sosyal ve ekonomik anlamda yaşadığı uğradığı zararları ve kayıpları dikkate alarak hakkaniyetle karar verir.
Manevi tazminat talebiyle açılmış olan bir davada maddi tazminat talebinde de bulunulması mümkündür. Bu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Şikayet Dilekçesi
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİ : ………………………………
VEKİLİ : Av. Levent Samgar
ŞÜPHELİ : ………………………………
KONU : Şüphelinin TCK Md. 267 uyarınca İftira suçu sebebiyle tecziyesine karar verilmesi arz ve talebimizdir.
AÇIKLAMALARIMIZ
- Şüpheli müvekkile karşı husumet içerisindedir. Şüphelinin husumet sebebi özetle; …… şeklindedir.
- Şüpheli müvekkile karşı olan husumeti sebebiyle, işlemediğini bildiği halde … iddialarıyla müvekkil hakkında … iddialarıyla yetkili makamlara suç duyurusu başvurusu yapmıştır.
- İftira sebebiyle müvekkili zor durumda bırakmaya ve bulunduğu konum itibariyle toplum nezdindeki saygınlığını zedelemeyi amaçlayan şüpheli, müvekkilin haksız bir şekilde soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalmasına neden olmuştur.
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …../….. Sor. numaralı dosyası ile yapılan soruşturma sonucunda müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı (takipsizlik kararı) verilmiştir.(Ek-1) Bu karar …../…../…… tarihinde kesinleşmiştir. (Ek-2)
- Müvekkilin şahsına yapılan haksız iftira iddiası sebebiyle müvekkil mağdur olmuştur. Bu sebeple şüphelinin haksız iftira suçlaması sebebiyle tecziyesine karar verilmesi için işbu şikayete yapma zarureti hasıl olmuştur.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda detaylarıyla arz ve izah ettiğimiz ve Sayın makamınızca re’sen nazara alınacak hususlar neticesinde müvekkile karşı haksız şekilde iftira isnadında bulunarak yetkili makamlar tarafından soruşturma başlatılmasına sebep olan şüpheli hakkında TCK md. 267 v.d. hükümleri kapsamında soruşturma başlatılarak tecziyesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.
Şikayet Eden Vekili
Av. Levent Samgar
Yargıtay Kararları
TCK 267 maddesinde hüküm altına alınan iftira suçuna ilişkin olarak Yargıtay tarafından verilen güncel bazı içtihatlar şu şekildedir;
Katılan avukat ile sanık mahkeme yazı işleri müdürü olan sanık arasında bir dosyanın bulunup bulunmaması sebebiyle tartışma yaşandığı, ancak sanığın tüm dosya içeriğinden ve beyanlardan anlaşıldığı üzere gerçekleşmediği halde katılan avukatın kendisine yönelik tehditte bulunduğuna ve yaralamaya teşebbüs ettiğine ilişkin tutanak düzenlediği ve bu kapsamda avukat hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Ankara Baro Başkanlığı’na şikayette bulunarak katılanın soruşturma geçirmesine neden olduğu anlaşılmıştır. Sanık, yaşanan bir tartışmayı olduğundan farklı göstererek hiç bir maddi vaka ve somut olguya dayanmadan katılanın tehdit ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarını işlemediğini bildiği halde işlenmiş gibi göstermek suretiyle hukuka aykırı bir fiil isnadında bulunması karşısında TCK.nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçu tüm unsurları ile oluştuğu halde hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.06.2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2019/ 12806 Karar: 2020 / 14132 Karar Tarihi:24.06.2020
Dava ve Karar: İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, somut olayda; katılanı şikayette bulunarak suç isnadında bulunan sanığın eyleminin, yasal unsurları itibariyle TCK.nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu ve sanığın asılsız ihbarı üzerine katılanın teknesinde arama yapılması nedeniyle sanık hakkında sübut bulan eyleminden dolayı TCK.nın 267/1. ve 267/3. maddeleri gereğince mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Sonuç: Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2017/ 15387 Karar: 2020 / 8328 Karar Tarihi:04.02.2020
Sonuç
İftira suçu bir kimseye işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesidir. İftira suçu yetkili mercilere ihbar ve şikayette bulunmak suretiyle ya da basın yayın yoluyla işlenebilir. İftira suçunda mağdura isnat edilen suç belirli ve somut olmalıdır. Mağdur iftira suçu nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararlar için Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açma hakkına sahiptir.