TCK 267 İftira Suçu
5237 Sayılı TCK 267. madde hükmünde düzenlenen İftira suçu madde metni şu şekildedir;
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
TCK 267 İftira Suçu Kanun Düzenlemesi
Türk Ceza Kanunu (5237 Sayılı) İftira suçuna (TCK 267) ilişkin kanun düzenlemesini görüntülüyorsunuz. TCK 267 maddesi kanunun ADLİYEYE KARŞI SUÇLAR başlıklı İKİNCİ BÖLÜM’ünde yer almaktadır. TCK 267 maddesi toplamda 9 FIKRADAN oluşmaktadır. (TCK 267/1, TCK 267/2, …TCK 267/9)
TCK 267 madde metni kanunun kabul edildiği 26.09.2004 tarihinden bugüne kadar 2 kez değişikliğe uğramıştır. TCK 267 maddesinin 5. fıkrasında yer alan ““…süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına…” kısmı Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Yine TCK 267 maddesinin 7. fıkrası da Anayasa mahkemesi kararıyla mülga (iptal) edilmiştir. TCK 267‘deki kanuni düzenlemelere ilişkin en güncel Yargıtay ve İstinaf kararlarına web sitemiz üzerinden Makalelerimiz kısmından ulaşabilirsiniz.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununa İlişkin Bilgiler;
Kanun Numarası: 5237
Kabul Tarihi: 26.9.2004
Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 12.10.2004 Sayı: 25611
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 43
TCK 267 Yargıtay Kararı
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın; katılanlar hakkında … ilçesi … parselde kaim bulunan taşınmazın babası …. tarafından haricen katılanlara satıldığını bildiği halde katılan …’dan para istediği ve katılanların taşınmaza ev yapmak suretiyle tecavüzde bulundukları iddiasıyla vekili aracılığıyla … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ../../…. tarih, …/…. soruşturma nolu dosyasında katılanlar hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan başlatılan soruşturmada olayın hukuk davası ile çözümlenmesi gereken hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve sanığın iftira suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; katılanlar tarafından sunulan taşınmaza ait çaplı tasarruf vesikasında katılanların taşınmazın sahibi olarak yer almadığı,
onaylı örneği bulunan 27.01.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ise Borçlar Kanunu’nun 29. maddesi ve Noterlik Kanunu’nun 60/3. ve 89. maddeleri gereğince şekil şartlarına uygun noter huzurunda gerçekleşip gerçekleşmediği, tapu siciline şerh verilip verilmediğinin tespit olunamadığı, bu nedenle katılanların 05.02.2014 tarihli tapu senedine göre hak sahibi olan sanığın ayni hakkı olan mülkiyet hakkı itirazıyla karşılaşmalarının her zaman mümkün olduğu, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilmesinin iftira suçunun oluşumu için belirleyici olmadığı, kaldı ki sanığın 19.03.2014 tarihli şikayet dilekçesinde; binanın sanığın taşınmazın satın alındıktan sonra tecavüzde bulunduğuna ilişkin açık bir iddiası olmayıp devam eden tecavüz nedeniyle şikayetçi olduğu, katılanlar hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın içeriğinde;
somut olayın taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlık olduğunun açıkça belirtildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp Anayasa’nın 74. maddesinde yer alan Anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kalıp iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2019/ 18208 Karar: 2021 / 474 Karar Tarihi:14.01.2021
Son güncelleme: 29.08.2023