İstihkak
İstihkak Davası
Mülkiyet hakkına dayanan istihkak davası TMK m.683’üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” şeklindeki düzenlemeyle kendine yer bulmuştur. Davanın açılabilmesi için malın zilyedin elinden nasıl çıktığının bir önemi yoktur. Malın yeni zilyedin eline geçmiş olması ve haksız yere elinde bulunuyor olması yeterlidir. Dava mülkiyet hakkına dayanılarak açılır dolayısıyla davayı sadece malik açabilir. Mülkiyet hakkı devam ettiği sürece açılabilir. Herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Bazı durumlarda hakların yarışması söz konusu olabilir. Kişi hem taşınır hem bu davayı açabileceği bir durumda taşınır davası hak düşürücü süreye uğraması durumunda istihkak davası açabilecektir.
Miras sebebiyle istihkak davası TMK’nın 637. ve 639. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kişiye karşı, yasal ya da atanmış mirasçının mirasçılıktan doğan üstün hakkını ileri sürerek açabileceği bir dava olarak düzenlenmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 96 ila 99. maddeleri arasında haciz sebebiyle istihkak davası düzenlenmiştir. Buna göre, haciz sırasında borçluya ait olduğu sanılıp haczedilen mal üzerinde, üçüncü kişinin üstün bir hak iddia etmesi durumunda hacizde istihkak davası gündeme gelir. Burada üstün hakla kastedilen sadece mülkiyet hakkı değildir. Bu davanın konusunu rehin hakkı, intifa hakkı, geçit hakkı gibi haklar da oluşturabilir. Önemli olan haciz sahibinin alacaklıya göre daha üstün bir hakkının olmasıdır.
Hacizde İstihkak Davası
İstihkak davasının bu türünde üç ihtimal söz konusudur. Bu ayrım her ihtimalde farklı prosedür öngörüldüğü için önemlidir. Bu ihtimalleri şöyle sıralayabiliriz:
- Malın Borçlunun Elinde Olduğu Durum (İİK m.96-97),
- Malın Üçüncü Kişi ile Borçlunun Elinde Olduğu Durum (İİK m. 96-97),
- Malın Üçüncü Kişinin Elinde Olduğu Durum (İİK m.99)
İİK m.97/a’da mal kimin elindeyse mülkiyetin ona ait olduğu kabul edilmiştir. Malın alacaklı ve borçlunun elinde bulunduğu durumda ise, malın borçluya ait olduğu kabul edilecektir. Bu şekilde TMK’deki mülkiyet kavramı alacaklı lehine genişletilmiş bulunmaktadır.
Haczedilen malın borçlu ya da borçluyla birlikte üçüncü kişinin elinde bulunduğu durumda, mal üzerinde üçüncü kişi üstün hak iddiasında bulunabilir. Bu iddia haciz tutanağına aynen geçirilir. Bu işlemin illa mallar haczedilirken yapılması gerekmez. Haczin öğrenilmesi anından itibaren yedi gün içerisinde borçlu ya da üçüncü kişi haczedilen mal üzerindeki üstün hakkını ileri sürebilir. İcra dairesi kendisine yapılan iddiayı alacaklıya ve borçluya bildirir. Üç gün içerisinde eğer alacaklı ya da borçlu iddiaya itiraz etmezse, icra müdürü üçüncü kişinin iddiasını doğru kabul eder. Üstün hak iddiasının niteliğine göre icra müdürü gerekli işlemlerini yapar.
Alacaklı ya da borçlunun itiraz ettiği durumda ise icra müdürü dosyayı icra mahkemesine gönderir. İcra mahkemesi ivedilikle dosya üzerinden yapacağı incelemeyle takibin devam edip etmeyeceğine karar verir. Takip ertelendiği taktirde alacaklının uğrayacağı zararlar için davacının teminat göstermesine de mahkeme ayrıca karar verir. Mahkemenin takibin devamı yönündeki kararı kesindir, bu karara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Üçüncü kişi takibin durma ya da devamına ilişkin kararın kendisine tebliğ edilmesiyle yedi gün içinde istihkak davası açmalıdır. Bundan önceki süreçte istihkak iddiası söz konusu iken artık istihkak davası söz konusu olacaktır. Bu istihkak davası türünde görevli mahkeme, icra mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise icra takibin yapıldığı yer ya da davalının yerleşim yeri icra mahkemesidir.
İspat yükü davacı üçüncü kişidedir. Davacı hem üstün hakkını hem de malın ne amaçla borçluda bulunduğunu ispat etmelidir. Bu dava genel hükümlere göre görülür. Bu sebeple yemin ya da tanıkla ispat mümkündür. İcra mahkemesi davayı reddederse, takibe devam edilir. Ayrıca alacaklı talep ederse hacizli malın değerinin %20’sinden az olmamak üzere borçlunun icra tazminatı ödemesine hükmeder. Dava kabul edilirse mal üzerindeki takip kalkar. Üçüncü kişi talep ederse; mahkeme hacizli malın değerinin %15’sinden az olmamak üzere alacaklının icra tazminatı ödemesine hükmeder.
Mal üçüncü kişinin elinde olması durumunda mal haczedilir ancak mal üçüncü kişinin elinde kalmaya devam eder. Üçüncü kişi malı haczedilmek üzere teslim de edebilir, yediemin sıfatıyla elinde de tutabilir. Burada ispat yükü malın borçluya ait olduğunu ileri süren alacaklıya geçer. Alacaklı haciz işleminden itibaren yedi gün içinde dava açabilir. Açmadığı durumda üçüncü kişinin iddiasını kabul etmiş sayılır ve mal üzerindeki haciz kalkar. Bu durumda takip kendiliğinden durur. İcra mahkemesine ayrı bir dava açmaya gerek yoktur. Yukarıda açıklanan tazminatlar malın üçüncü kişinin elinde olması durumunda doğmayacaktır.
Miras Sebebiyle İstihkak Davası
Miras sebebiyle istihkak davasıyla mirasçılara, mirasçılık sıfatından dolayı terekede yer alan mal ve hakları koruma imkânı verilmiştir. Bu davayı mülkiyete dayanan istihkak davasından ayıran en önemli fark, mirasçılık sıfatına bağlı olarak açılabilmesidir.
Miras sebebiyle istihkak davasının konusuna terekede bulunan taşınır ve taşınmaz eşyalar haricinde tereke unsurları da girer. Terekede bulunan bu mallar üçüncü kişinin elindeyse alınması amacıyla dava açılabilir. Ayrıca bu davada hakim, mirasçılık sıfatına ilişin başka uyuşmazlık varsa onları da karara bağlar.
Yine bu davanın açılması farklı olarak sürelere bağlanmıştır. Dava iyiniyetli zilyede karşı davacının, kendi mirasçılık sıfatını öğrenmesi ve davalının zilyetliğini öğrendiği andan itibaren bir yıl; öğrenilmemiş olması halinde mirasın ya da vasiyetname açıldığı tarihten itibaren her halde on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Kötü niyetli zilyede karşı Kanun daha uzun bir süre öngörmüştür. TMK m.639/2 gereğince kötü niyetli zilyede karşı dava yirmi yıl içinde zamanaşımına uğrar. Bu süreler dolmadan davalı kazandırıcı zamanaşımıyla malın mülkiyetini kazandığını iddia edemez.
Bu dava türünde unutulmaması gereken bir diğer özellik de mal nerede ya da kimde olursa olsun, dava miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.
İstihkak Dava Süresi
Miras sebebiyle istihkak davasında kanun koyucu zilyedin iyiniyetli olup olmamasına göre bir ayrım yapmıştır. İyiniyetli zilyede karşı mirasçılık sıfatının ve malın başkasının zilyedinde olduğunun öğrenilmesinden itibaren bir yıl her halde on yıl içinde açılabilir. İyiniyetli olmayan zilyede karşı dava yirmi yıl içinde açılabilir.
Hacizde ise işin niteliği gereği daha kısa süreler öngörülmüştür. Haciz sebebiyle istihkak davası, icra mahkemesinin erteleme ya da takibin devamına ilişkin kararını tebliğ etmesinden itibaren yedi gün içinde açılabilir.
Sonuç
İstihkak davası, malikin üçüncü kişilerden mallarını geri almak için başvurabileceği bir dava türüdür. Medeni Kanunda ve İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir. Medeni Kanunda mülkiyete dayanan ve miras sebebiyle; İcra İflas Kanununda hacizde istihkak davası düzenlenmiştir. Görevli mahkeme davanın türüne göre Asliye Hukuk veya İcra Mahkemeleri olabilmektedir. Ayni nitelikte eda davasıdır. Basit yargılama usulüyle görülür. Kanun koyucu her bir tür için farklı şartlar ve süreler öngörmüştür. Bu hususlar bu makalemizde ayrıntılarıyla ele alınmıştır.