Muris Muvazaası

Muris muvazaası en kısa tabiri ile “danışıklılık” manasını taşır. Muris muvazaası ifadesi, esasında var olmayan ancak dış dünyaya varmış gibi gösterilmek istenen işlemler için kullanılır. Muris muvazaasının daha net biçimde anlaşılabilmesi adına muvazaa ifadesinin ne olduğunu açıklamak isabetli olur. Zira muris muvazaası için yapılan hukuki bir işlem veya sözleşmenin muvazaalı işlem olup olmadığının bilinmesi gereklidir.

Muvazaa kavramı, bir hukuki işlem ya da sözleşmede bulunan tarafların görünürde gerçekleştirdikleri işlemin ardında aslında bir başka hukuki sonuç konusunda anlaştıklarını ifade eder. Bir örnek ile daha somut ifade etmek gerekirse; bir kişi, kendisine ait olan bir evi, üçüncü kişileri aldatmak maksadı ile birisine bağışlamak isterse ancak bu iradesini tapuda satış işlemi olarak gösterirse ve satış karşılığında herhangi bir bedel almaz ise bu durumda muvazaalı işlemin varlığından bahsedilir.

muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası

Türk Hukuk Sistemi, muvazaalı sözleşmeleri geçerli kabul etmez fakat muvazaalı işlemlerin dava açmak suretiyle geçerli olmadığı tespit edilmediği sürece geçerli bir işlem olarak görüleceği bilinmelidir. Muvazaalı bir işlemin varlığından bahsedilebilmesi için söz konusu işlemde aranan bir dizi kriter vardır. Bu kriterlerden en mühim ve belirleyici olanı; görünürdeki işlem ile gizlenen işlemin birbirinden farklı olması halidir. İfadenin desteklenmesi adına bir örnek verilirse; bir kişi aslında bir bağış, hediye amacı taşıdığı bir eşyayı satış işlemi olarak gösterirse bu durumda muvazaalı işlemden söz edilecektir. Zira kişinin niyeti bağışlamak yani gizlediği işlem bağış işlemiyken dış dünyaya gösterdiği işlem satış işlemidir.

Muvazaalı işlemlerden bahsedilebilmesi adına var olması gereken bir diğer koşul ise yapılan işlemin üçüncü kişileri aldatmak ya da üçüncü kişilerden mal kaçırmak amacını taşıyor olmasıdır. Bunun yanı sıra her iki tarafın da muvazaa iradesi ile hareket ediyor olması gerekmektedir. Yani muvazaa konusunda mutabık kalmaları gereklidir. Muvazaalı işleme birçok örnek verilebilir. Söz gelimi; bir kişi, icra takibine konu olmaması adına taşınmazlarını bir arkadaşına tapuda satmış gibi gösterebilir. Bu da muvazaalı işlem örneklerinden birisidir.

Muris muvazaası uygulamada mirastan mal kaçırma adı ile de bilinir. Muris muvazaası; miras bırakacak bir kişinin, mirasa konu mallarından bazılarını mirasçılarının tamamından ya da bazılarından kaçırmak amacı güderek bir başkasına tapuda satmış gibi göstermesi olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte muris muvazaasına yani mal kaçırma işlemine, ölünceye kadar bakma sözleşmesi adı altında da sıkça rastlanır.

Muris muvazaasına ilişkin ifade edilenlere dikkat edildiğinde görüleceği üzere hileli bir işlem mevcuttur. Muris muvazaası halinde makale devamında ifade edilen hukuki prosedürün işletilmesi ile yapılan satış işleminin tapu iptal ve tescil davası yoluyla iptali yani mirasçıların hakkı olan taşınmazı geri alabilmesi mümkündür. Fakat evvela satış, bağış ve ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin ne olduğu bilinmelidir. Çünkü muris muvazaası ifade edilen bu sözleşmeler üzerinden gerçekleşmektedir.

Satış sözleşmesi; bir tarafın mülkiyeti devretmesi ve karşı tarafınsa bedelini ödemesi suretiyle gerçekleşir. Mülkiyet devrine karşılık verilen bedel, para ya da para benzeri işlem görebilen tedavül niteliğinde parasal değerlerdir. Muris muvazaasının uygulamada sıkça görüldüğü şekli, satışmış gibi gösterilerek yapılan aldatıcı işlemlerledir. Esasında gerçekte var olan herhangi bir satış işlemi bulunmaz fakat tapuda satış varmış gibi gösterilen bir işlem mevcuttur.

Karşılıksız kazandırma sözleşmesi olan bağışlama, kişi yaşıyorken netice doğurmak üzere gerçekleştirilir. Taşınmaz bağışının hukuki geçerliliği için tapuda yapılmış olması yani resmi şekilde gerçekleşmiş olması gerekir. Bağışlama suretiyle yapılan muris muvazaasında da amaç yine mirasçılardan mal kaçırmaktır.

Bir kişi belirli bir taşınmazın mülkiyetini devralır ve karşılığında söz konusu taşınmazın sahibine ölene kadar bakma sözü verirse bu durumda ölünceye kadar bakma sözleşmesinin varlığından bahsedilir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerliliği için miras sözleşmesi şeklinde gerçekleştirilmesi lazım gelir. Mal kaçırma amacı güdülerek muvazaalı işlemde bulunulmasına yani muris muvazaasına, ölünceye kadar bakma sözleşmesi altında da rastlanır.

Muris Ne Demek?

Muris muvazaası kavramı ifade edilirken muvazaalı işlem ile birlikte muris kavramının da ifade edilmesi isabetli olur. Muris, Miras Hukuku bağlamında düzenlenen temel kavramlardan birisidir. Muris; sözcün manası itibariyle bir şeyi veren, kazandıran veya mirasçısına bırakan kişiyi tanımlamak için kullanılır. Muris muvazaası ile birlikte sıklıkla anılan muris kavramı, bir kimse için miras bırakan sıfatı yerine kullanılır.

Kişinin ölümü sonrası kendisine ait özel hukuk ilişkilerinin akıbeti yasalar ile tanzim edilmiştir. Kişi vefat attığı sırada bir kimseye borçlu olabileceği gibi bir kimseden alacaklı da olabilir. Borçlu veya alacaklı olmadığı durumlarda ise mal varlığı sahibi olabilir. Miras bırakan kişi olan murisin ölümü sonrası özel hukuk ilişkileri, kanunlar çerçevesinde belirlenir ve terekesi, aktifleri ve pasifleri ile beraber mirasçılarına intikal eder. Gerek kanundan gerekse muris iradesinden doğan mirasçılıkta; vasiyetname ve mirasçı atama gibi durumlar muris iradesinden doğan mirasçılığa örnek olarak verilebilir. Veraset ilamı doğrultusunda yasal mirasçılar ise doğrudan kanundan doğan mirasçılık hakkına sahip olur. Muris sadece gerçek kişidir. Zira ölüm yalnızca gerçek kişiler için mümkündür.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali Ve Tescil Davası

Muris muvazaası nedeniyle birçok kez tapu iptali ve tescil davası açılır. Bilindiği üzere tapu kayıtları, taşınmazlara dair mülkiyet haklarının saklandığı kayıtları ifade eder. Tapu kayıtlarında eğer hatalı bir kayıt mevcut ise yani taşınmaz olması gereken kişi yerine bir başkası adına kayıt edilmiş ise yolsuz tescil gündeme gelir. Yolsuz tescil durumunun düzeltilmesi adına açılan davalara ise uygulamada tapı iptali ve tescil davası adı verilir. Muris muvazaası halinde yani mirastan mal kaçırmada, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılır. Bir diğer ifade ile muris muvazaası davası esasında tapu iptali ve tescil davası  olarak açılır.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası sürecinde miras bırakan gerçek bir satış işleminde bulunmuş da olabilir. Dolayısıyla bu ihtimalin değerlendirilmesi adına yapılacak çalışmada bazı unsurlar dikkate alınır. Bu değerlendirme kapsamında, murisin satış işlemini yaptığı zamana denk gelen süreçte borçları ve maddi imkanı, ailesi ve yakın çevresi ile olan ilişkisi, mirasçılara olan yakınlığı, murise karşı mirasçıların benimsediği tavır ve tutum, görünürdeki sözleşmenin yapılma sebebi, satış bedelinin piyasa rayicine kıyasla ne durumda olduğu gibi hususlar değerlendirilir.

Muris Muvazaası 3. Kişiye Satış

Muris muvazaası 3. kişiye satış kapsamında muvazaalı işlemin varlığı aranır. Muvazaalı işlemin varlığını tespit etmek için bazı hususlar değerlendirilir. Bu hususlar şu şekilde ifade edilebilir:

  • Görünürdeki İşlem: Muris muvazaası için görünürde yapılmış olan hukuki bir işlem bulunmalıdır. Girişte ifade edildiği üzere satış sözleşmesi, bağış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi hukuki işlemler gerekir.
  • Muris Muvazaası Anlaşması: Görünürdeki hukuki işlemin taraflarının söz konusu işlemin esasında bir sonuç doğurmayacağını ifade eden anlaşma, muris muvazaası anlaşmasıdır. Yani tarafların muvazaa iradelerinin uyuşması gerekir. Söz konusu anlaşmanın şekil şartı bulunmayıp sözlü veya yazılı yapılmasında herhangi bir fark bulunmaz.
  • Aldatma Amacı: Muris muvazaasından bahsedilebilmesi için üçüncü kişileri aldatma amacının taşınması gereklidir. Üçüncü kişiler ise mirasçılardır.

Muris muvazaası halinde genellikle ifade edilen bu unsurlar mevcuttur.

Muris Muvazaası Yargıtay Kararı

Muris muvazaası uygulamada oldukça sık karşılaşılan durumlardandır. Kişi, yaşamını yitirmeden evvel taşınmazını devretmek suretiyle mirasçılarından mal kaçırma işlemini, kolayca yapabileceği bir görünür işlem sayesinde başarabileceği inancıyla taşınmaz devirleri gerçekleşmektedir. Fakat yapılan muvazaalı işlemlere karşı iptal prosedürü işletilebilmektedir. Muris muvazaalarını konu alan davaların gerekli hazırlığı ve dava süreci oldukça titiz ilerlemelidir. Aksi takdirde muvazaalı işlemin mevcudiyetini hukuki zeminde ispat etmek güç olacaktır. Dolayısıyla emsal davalar ile deneyim kazanmış bir Miras Hukuku avukatı ile birlikte hareket etmek, hak ve menfaat kaybı yaşamamak adına doğru tercih olacaktır.

Muris muvazaası Yargıtay kararı noktasında Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilgili kararı şu şekildedir:

Hukuk Dairesi 2020/3564 E. ,  2021/3991 K.

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, mirasbırakan annesi …’ın maliki olduğu 582 ada 25 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle davalı torununa temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, işlem tarihi olan 1987 yılında davalının üç yaşında olduğunu, alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, dava konusu taşınmazın bedelinin murise ödendiğini, ayrıca murisin geriye Üsküdar’da bir adet evinin ve hesabında 250.000 TL parasının bulunduğunu, mirasbırakan Rahime’nin 12 yıl boyunca kendileriyle birlikte oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, muris muvazaası iddiasının sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı talebinde bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.965.68. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Muris Muvazaası Zamanaşımı

Muris muvazaası durumunda hakları ihlal edilen kişiler hak kaybı yaşamamak adına muris muvazaası zamanaşımı süresini merak etmektedir. Muris muvazaası nedeniyle açılacak davanın zamanaşımı süresi ile ilgili bilinmesi gereken tek husus, miras bırakanın yani murisin ölümü sonrasında açılabileceğidir. Murisin yaşıyor olması halinde mirasçılar tarafından muris muvazaası konulu davanın açılabilmesi mümkün değildir. Yani bu dava için düzenlenmiş herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmaz.

Murisin vefat etmesi ile birlikte herhangi bir hak düşürücü süre bulunmaz. İddia sahipleri her zaman bu davayı açabilme hakkına sahiptir. Bununla birlikte değinilmesi elzem bir diğer husus ise olağan ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süreleridir. Burada bu sürelerin herhangi bir önemi yoktur. Zira 10 senelik olağan kazandırıcı zamanaşımı süresinde taşınmaza zilyet olmada iyi niyet aranır. Olağan üstü kazandırıcı zamanaşımında kötü niyet mevcut olsa dahi 20 sene süre zarfında tapu bulunmaksızın bir taşınmazın elde bulundurulmasını konu edinir. Fakat muris muvazaasında durum farklıdır. Burada bir yandan kötü niyet bir yandan da tapulu taşınmaz bulunur. Dolayısıyla muris muvazaası iddiası içeren davaların açılması için düzenlenen herhangi bir süre bulunmaz.

Muris Muvazaası Dava Dilekçesi

Muris muvazaası dava dilekçesi, mirastan mal kaçırma halinde izlenecek hukuki prosedürün yargıya taşınması aşamasında hazırlanan dava dilekçesidir. Dava dilekçesinin, söz konusu somut olayın muhteviyatını en doğru şekilde ve gerekli hukuki dayanakları ihtiva edecek nitelikte hazırlanması, dava seyrinin müspet yönde ilerlemesi adına kıymetlidir. Dolayısıyla hazırlanacak dava dilekçesinin bir avukat eşliğinde hazırlanması ve vekaletname vermek suretiyle vekil tayin edilecek deneyimli Miras Avukatının hukuki müktesebatı ile yürütülmesi kişinin lehine olacaktır.

Miras hakkının, muris muvazaası nedeniyle ihlal edildiği durumlarda hakları ihlal edilen kişiler muris muvazaası dava dilekçesi hazırlamak suretiyle dava açacaktır. Bu dava esasında içerisinde pek çok davayı ihtiva eden bir üst davadır. Yargıtay kararlarına da sık sık konu olan bu davada davacılar, mirastan mal kaçırma gayesi ile gerçekleştirilen taşınmaz devrinin ispatını yapmak suretiyle tespitini talep etmektedir. Aynı zamanda muvazaalı işlemlerin iptalini talep eden kişiler, tapuya haksız biçimde kaydı yapılan taşınmazın lehlerinde düzeltilmesini istemektedir.

Dava dilekçesi başlığında izah edildiği üzere oldukça kapsamlı bir dava olan muris muvazaası davasında müspet neticenin hasıl olabilmesi için ispat araçlarının hazırlanması ve mahkemeye ibraz edilmesi, hukuki prosedürün işletilmesi safhasında gereken işlemlerin yapılması ve takip edilmesi gibi hususlar profesyonel bir avukat ile birlikte takip edilmelidir.

Muris Muvazaası Davası

Muris muvazaası iddialı davaların Yargıtay Kararlarına da sıkça konu olduğu görülmektedir. Yargıtay, miras hakkı ihlal edilen kişinin bu davayı açabileceğini ifade etmektedir. Kişinin muris muvazaası davasını açabilmesi için saklı pay sahibi olması şart değildir. Muris muvazaası davasının sadece bir mirasçı tarafından mı yoksa mirasçıların tamamı tarafından mı açılması gerektiği hususu mühimdir zira bu hususta ikili bir ayrım söz konusudur.

Mirasçılardan her biri kural gereği yalnız başına bu davayı açma hakkına sahiptir. Bu davanın tek başına açılabilmesi, tereke elbirliği halinde olsa dahi mümkündür. Fakat yalnız başına açılan dava, davaya konu taşınmazın sadece kendi payı oranında açılabilecek tapu tescil davası özelliği taşıyacağı unutulmamalıdır.

Davaya konu teşkil eden taşınmazın terekeye dönmesi talep ediliyorsa bu takdirde diğer mirasçıların da rızası aranır veya diğer mirasçıların bir biçimde temsil edilmesi sağlanır. Çünkü tereke üzerinde gerçekleşecek işlemler için kural gereği tüm mirasçıların rızası aranmaktadır. Bunun yanı sıra reddi miras yapan kimseler, mirasçılıktan çıkarılanlar ya da miras sözleşmesi ile miras hakkından feragat edenler tarafından muris muvazaası davası açılamayacağı bilinmelidir.

Muris muvazaası davasında taraflar da sıkça merak edilir. Bu davada muhatap; muvazaalı sözleşmenin tarafı olan ve lehine devir işlemi gerçekleşen kişidir. Bir diğer ifade ile davaya konu taşınmazı devralan kişinin davalı olarak gösterilmesi gerekir. Davaya konu taşınmaz eğer davalı kişide bulunuyorsa bu durumda davanın müspet netice vermesi daha kolay olacaktır.

Muris muvazaası ile taşınmazı elinde bulunduran kimse bu taşınmazı yolsuz olarak devralmıştır. Zira kişi, bu taşınmazı geçerli olmayan bir sözleşme ile devralmıştır. Dolayısıyla tapuda bulunan tescil yolsuz tescildir. TMK m.1023 hükmü gereği bu tür bir durumda yolsuz tescil sahibi kimseden taşınmazı devir alan bir başkasının kazanımı korunur.

TMK Madde 1023:

Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere hile ile taşınmazı devralmış bir kişinin bir başkasına bu taşınmazı satması halinde eğer alan kişinin kazanımı iyi niyetli ise korunacaktır. İfade edilen durumda iyi niyetli kişiye karşı açılacak dava ile taşınmazın elinden alınması mümkün değildir. Bununla birlikte muris muvazaası davası ile taşınmazın geri alınması amaçlandığı için ve yukarıda ifade edilen durumda taşınmaz bir başkasına satıldığı için artık satışı yapak kişiye karşı da bu davanın açılabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle bu ve benzer hallerde bir başka hukuki prosedürün takip edilmesi ve meydana gelen zararın tazmin edilmesi gerekir.

Muris muvazaası davasında muvazaalı işlemin varlığının ispat edilmesi gerekir. Bu ispatın davacı tarafından yani mirasçılar tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Yani mirasçılar, muvazaalı işlemin varlığını iddia ediyorsa bu durumda muvazaalı işlem ile devir gerçekleştiğini ispat etmelidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen ispat kurallarına bağlı kalınarak ispat araçları tanzim edilmelidir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununda özel hallerde ispat araçları hususi olarak ifade edilmiştir. İfade edilmeyen hallerde ise kullanılacak ispat araçları hukuka uygun her türlü delildir. Muris muvazaası davası adına ifade özel olarak ifade edilmiş ispat araçları bulunmadığı için mirasçıların hukuka uygun her türlü delil ile ispatı gerçekleştirebileceği açıktır.

Muris muvazaası davası başlığı altında tenkis davasına da yer vermek isabetli olacaktır. Mirasçıların saklı paylarını ihlal etmek suretiyle tasarrufta bulunulması halinde tenkis davası gündeme gelir. Muris, mirasçıların saklı paylarını ihlal etmek suretiyle hukuki işlemlerde bulunma hakkını haiz değildir. Bu itibarla muris muvazaası davasından ayrılan tenkis davası, mirastan mal kaçırma davası ile karıştırılmamalıdır.

Tenkis davasında yapılan hukuki işlemler, muris muvazaası davasında görüldüğü üzere muvazaalı değil, geçerli işlemlerdir. Ancak bu işlemler tenkise tabi tutulur ve mirasçılara tekrar kazandırılır. Hak düşürücü süreye tabi olan tenkis davasında saklı payların ihlal edildiğinin öğrenilmesi ile hak düşürücü süre başlar. Bu süre 1 yıl olup yasal süre içinde dava açılması gerekir.

Muris Muvazaası Davası Ne Kadar Sürer?

Muris muvazaası davasının süresi net bir tarih verilecek yanıtlanamaz. Zira süreye etki eden bir dizi kriter mevcuttur. Asliye Hukuk Mahkemesinin iş yükü ve yoğunluğu, davanın kapsamı ve muhteviyatı, istinaf ve temyiz kanun yolları ve yargılama sürecinde avukat desteğinin olup olmaması gibi birçok kriter süreye etki eder.

Muris muvazaası davası bir hukuk davasıdır. Bu nedenle bu davada ceza verilmesi mümkün değildir. Davada maddi ya da manevi zarar giderilerek haksızlık hali ortadan kaldırılır. Bu nedenle sıkça merak edilen mirastan mal kaçırmanın cezası hususunda herhangi bir ceza bulunmaz. Zira ceza verilebilmesi için ceza yargılaması gerekir. Muvazaalı işlemler ise Ceza Hukuku bağlamında doğrudan bir suç tipi olarak düzenlenmemiştir. Bir diğer ifade ile mevzuatta bu biçimde bir suç tipi yer almamaktadır.

Mirastan maç kaçırma nedeniyle açılacak davalardan görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup davaya konu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi de yetkili mahkemedir.

Muris Muvazaası

Sonuç

Muris muvazaası uygulamada oldukça sık karşılaşılan durumlardandır. Mirastan mal kaçırma olarak da bilinen bu işlem ile kişi vefat etmeden önce taşınmanızı mirasçılardan kaçırmak adına görünürde yapılan bir işlem ile kaçırmaya çalışır. Ancak açılacak muris muvazaası davası ile mirasçıların ihlal edilen haklarının korunması sağlanır. Bunun için oldukça titiz ve ciddi bir dava hazırlığı gerekir. Bu itibarla deneyimli bir Miras Hukuku avukatının hukuki müktesebatından istifade etmek ve hukuki destek almak oldukça yararlı olacaktır. Bu sayede gereken hukuki prosedür en doğru şekilde işletilecek ve müspet neticenin en kısa sürede elde edilmesi adına kapsamlı bir çalışma sarf edilecektir.

Hukuki Yardıma mı İhtiyacınız Var?

Hukuk Büromuzda Görüşme Talepleriniz İçin: *0-542-782-9878*

* Telefonda ve Whatsapp!'tan danışmanlık hizmetimiz YOKTUR.
info@leventsamgar.com
·  Pazartesi – Cuma 09:00-18:00
 
Kocatepe Mahallesi Şehit Muhtar Bey Caddesi Tan Apt. No:13 D:12 Beyoğlu/ İSTANBUL

Related Posts

Leave a Reply

Büro ADRESİMİZDE görüşme talebiniz için;

Aşağıdaki iletişim araçlarını kullanabilirsiniz.

İletişim Sayfamıza Gitmek İçin Tıklayın

*Telefonda soru CEVAPLAMIYORUZ.

*Telefonda ve Whatsapp!’tan danışmanlık hizmetimiz YOKTUR.

info@leventsamgar.com Pazartesi – Cuma 09:00-18:00